her okunduğunda ayrı bişey yakalayacağınız, melankolinin tavan yaptığı, on kere kaybetseniz gene satın alacağınız, ama yine de kaybedeceğiniz, çünkü okuyanın gece kalbinin üstüne koyarak okuma isteğiyle yandığı incecik, yükte hafif pahada ağır şiir kitabıdır. hele o terastaki havlu yok mu?
(bkz: murathan mungan)
0
+
-entiri.verilen_downvote
bir şiir kitabı düşünün ki, içindeki her satır güzel, yazılan her şey dokunuyor insana. işte o kitap bu kitaptır arkadaş. hepsi çok ayrı ama yalnız bir opera'daki şu satırlar benim en sevdiğim kısmı;
şimdi biz neyiz biliyor musun?
akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
birbirine uzanamayan
boşlukta iki yalnız yıldız gibi
acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız
ne kalacak bizden?
bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim su kırık dökük şiirim
sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden
bizden diyorum, ikimizden
ne kalacak?
şimdi biz neyiz biliyor musun?
yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları
gibiyiz. umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada bir
şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi.
artık hiçbir duygusunu anlamayan çocuklar gibi
4
+
-entiri.verilen_downvote
"sen neye benziyorsun biliyor musun?"
"neye?"
"bilardo toplarına."
"neden?" dedim.
"yazgını hep başkalarının ıstakalarının insafına bırakıyorsun da ondan.."
1
güzel benzetme söyleyeni tebrik ederim.. - kara12 05.07.2018 16:16:19 |#3546520